06 Aralık 2024 Cuma
Arabeskin güçlü sesi Sibel Yıldırım, bestesi müziğin duayen ismi Orhan Gencebay’a sözleri değerli merhum Cemal Safi’ye ait olan “İç Benim İçin” adlı eseri yeniden yorumladı.
Diamond Media etiketiyle tüm dijital platformlarda yayınlanan çalışmasını Bodrum Oba Otelde kliplendiren Samsunlu sanatçı Sibel Yıldırım, şunları söyledi: “Uzun zamandır üzerinde titizlikle durduğum bir çalışma oldu. Her şarkıcıya böyle usta isimlerin eserlerini okumak nasip olmaz. Bu sorumluluk bana hem gurur hem de büyük heyecan sunmakta. Müzikseverlerin karşısına yine iddialı ve en iyi adımlarla çıkmanın mutluluğunu yaşıyorum. Usta Orhan Gencebay’a sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum.” dedi.
Samsun OLAY
Engelli çocuğa sürgün!
Ordu’nun Ünye ilçesi Şehit Gökhan Demir İlkokulu’nda öğrenim gören otizmli 6 yaşındaki çocuğa okul yönetimi tarafından aylarca mobbing uygulandığı ve ardından da fiziki şartları uygun olmayan başka bir okulu sürgün edildiği iddia edildi.
“Bu okul eğitim için uygun değil”
Engelliler Gününde devam eden bu haksızlığın sona erdirilmesini isteyen ve bir öğretmen ile bir okul müdürünün isteğiyle 6 yaşındaki oğlunun okuldan okula sürgün edilmesini kabul edemediğini belirten anne Çakır, yetkililerden yardım istedi. Samsun’da kurulan Engelliler Medya ve İletişim Derneğine gelerek yaşadığı haksızlığı dile getiren hafif otizmli Kartal Deniz’in annesi Ulviye Çakır ve avukatı İrfan Demir; Dernek Başkanı Recep Çağlayan Güner’e başına gelenleri anlatarak dert yandı. Oğlunun sürgün edildiği Şehit Gökhan Demir İlkokulunun mevcut haliyle sağlıklı bir eğitim kurumu değildir. Okul fiziki yapısıyla, donatılarıyla, görüntü itibarıyla çağdışı bir yerdir. Bu okul Ünye’de engelli çocuklara nasıl bakıldığının, nasıl davranıldığının adeta bir göstergesidir.
Anne Çakır yaşadıklarını şöyle anlattı
“6 yaşında hafif otizm tanı ve raporu bulunan oğlumu öğrenime devam ettiği okulda öğretmen ve bazı yöneticiler istemiyor. Oysa oğlum Kartal Deniz, okul öncesinde alması gereken eğitimlerin tamamını aldı. Öğretmen ve eğitmenlerin gözlemlerine göre Kartal Deniz, büyük aşama kaydetti. Bu yıl Haziran 2024’te Ünye Rehberlik ve Araştırma Merkezi oğlum hakkında “Eğitici Değerlendirme ve Tanıma” Raporu düzenledi ve bu rapora göre Kartal Deniz’in ilköğretim okuluna “Kaynaştırma” öğrencisi olarak başlatılmasına karar verildi. Ancak aynı kurul 6 ay sonra, Ekim 2024’de tekrar “Eğitsel Değerlendirme ve Tanılama” testinin iptalini istedi. Testten 2 gün sonra da İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü İlçe Özel Eğitim Hizmetleri kuruluşu tarafından oğlum apar topar Şehit Gökhan Demir İlkokulu’na adeta sürgün edildi. Haziran’dan Ekim ayına kadar geçen sürede kurulun kararını değiştirecek hangi olumlu bir gelişme yaşanmamıştır. Bunu birilerinin açıklaması gerekir. Kurul kararına karşı yaptığımız itirazla “Bir başka kurul tarafından inceleme talebi” istediysek de bu konu dikkate alınmamıştır.”
“Burası Nazi Almanya’sı mı?”
“Ünye Rehberlik ve Araştırma Merkezi, Ekim ayında yapılan değerlendirmenin İnönü İlköğretim Okulu tarafından istendiğini bildirmiş. Oysa okulun bu inceleme talebi okul açıldıktan sonra 1 ay içerisinde yapılmalıydı. Yasal süre bitmesine rağmen değerlendirme yapılmıştır. Bu yasal değildir. Sonuç olarak oğluma ve bana psikolojik şiddet uygulanmıştır. Ünye İnönü İlköğretim Okulu adeta Nazi Almanya’sında uygulanan “saf ırk projesi” uygulamak suretiyle oğlumu engelinden ötürü aşağılık bir yaratık olarak görmüş ve Ünye Rehberlik ve araştırma Merkezi’ni de bu amaç için kullanmıştır. Çünkü aynı okul Kartal Deniz’i anaokuluna da başladığında da aşağılamış, görevleri olan eğitimi vermekten kaçınmıştır.”
“Bu okulu biz seçmedik”
“Bu okulu biz seçmedik. İkametgah kaydı gereğince oğlumun kaydı bu okula yapıldı. Ben çocuğumun bir başka okula kaynaştırma öğrencisi olarak devamına rıza gösteriyorum. Zira saf ırk isteyen, psikolojik şiddet uygulayan, aşağılayan eğitim sürecini zaten istemiyordum. Öğretmenlik mesleğini hakkıyla yapan, aldığı maaşı hak eden, öğretmenlerin eğitim verdiği bir okulda oğluma eğitim talep ediyorum. Mağduriyetimizle ilgili avukatımla birlikte yasal haklarımızı da sonuna kadar kullanacağız. Bizim başımıza gelenler başka ailelerin başına gelmesin.”
Samsun OLAY
Yıllardır söyler dururuz!
“Trabzon lobisi çok başarılı, biz beceremiyoruz!”
“Samsun’daki Bölge Müdürlüklerini hep Trabzon’a kaptırıyoruz!”
“Onlar her istediklerini alıyor, biz neden yapamıyoruz?”
***
Ki, doğrudur!
Trabzon lobisi güçlü, isteğini yapabiliyor!
Yeni TFF Başkanı nasıl seçildi, Samsun Bölge Başkanı Haluk Tan neden, nasıl görevden alındı?
Tahmin edebiliyoruz…
Çünkü onlar işini biliyor! Birlik beraberlik var!
İyi de hani nerede bu Samsun lobisi?
Kendi insanımıza sahip çıkamıyoruz!
Bizim neyimiz eksik ki?
Biz neden beceremiyoruz?
***
Önce bir bakalım! Lobicilik nedir?
Vikipedi yalan söylemez…
Vikipedi’ye göre,
Lobicilik, hükûmetler tarafından verilen kararları etkileme çalışmasıdır…
Diğer bir deyiş ile lobicilik siyasi ikna sanatıdır…
***
Devlet çalışmalarını ve yasaları özel bir çıkar ya da bir lobi faydasına etkilemeye çalışan kişilere “lobici” denir…
***
Lobiciliğin tarihine bakıldığında aslında eski bir eylem olduğu görülür. Bu da lobiciliğin aslında toplum içindeki doğal bir oluşum olduğunu gösterir…
Yani lobicilik kötü bir şey değil!
***
Ayrıca bunun gerekli olduğu savunulmuştur…
Tıpkı ilaç gibi…
İyi yönde kullanırsanız daha sağlıklı bir vücuda sahip olursunuz.
***
Gelelim sadede…
Samsun’u dışarıda en iyi temsil eden, en büyük gücümüz, lobimiz belki de ASFED’dir…
SAMKON da bunlardan biri…
***
Ankara’dayız… Büyük Samsun Tanıtım Günlerindeyiz…
Ankara- Samsun Dernekler Federasyonu (ASFED) düzenliyor…
Biz de Samsun Gazeteciler Cemiyeti olarak ASFED’in 13 değerli üyesinden biriyiz!
***
Yurdun dört bir yanından gelen Samsunlular soğuk havaya aldırmadan Ankara’da buluştular…
Olağanüstü bir ilgi var…
Ne güzel!
Lobicilik konusunda Samsun’un gururu,
ASFED Genel Başkanı Osman Yılmaz’ı bir kez daha kutluyorum. İyi ki var!
***
Samsun’un simgeleri Ankara Başkent Millet Bahçesinde sergileniyor…
Sanırsınız Samsun Başkente taşınmış…
Bandırma Vapuru orada mesela…
Atatürk Onur Anıtı da…
20 Ocak 1989’da…
Malatya deplasmanına giderken Havza’da kaza yapan Samsunspor otobüsü de…
O kazada yaşamını yitirenler, hepsi buluşmuşlar…
Maketleri yapılmış,
Gözünüzün içine bakıyorlar…
***
Samsun’a değer katanlar…
Sanatçılar…
İlyas Kılıç…
Tanju Çolak…
Yıldıray Çınar…
Samsun’la ilgili aklınıza ne gelirse orada var…
***
Samsun Büyükşehir Belediyesi orada…
Stant açmış, hediyeler dağıtıyor, broşürler veriyor, kentin tanıtımını yapıyor…
İlçe belediyeleri orada…
Birkaç tanesi hariç!
Onlar gelmemiş mesela…
Neden ama?
***
Her neyse…
Konumuz o değil…
Gelelim yine sadede…
***
Çin’inin otomobil devi Chery…
Türkiye’de fabrika kuracak, burada 25 bin kişi iş sahibi olacak…
Bir çok ilimiz bu yatırımı çekmek için canla başla çalışıyor!
Samsun da bunlardan biri!
Kimler çabalıyor bunun için tahmin edin bakalım!
***
Halk Gazetesinde dostumuz Ragıp Göker yazmış…
“SAMPA, yeni OSB alanında kendilerine tahsis edilen 750 dönüm parselin,
250 dönümünden CHERY için fedakarlıkta bulunmuş.
SAMPA, 250 dönümü CHERY’ye terk etmiş.
Samsun adına ilk fedakarlığı SAMPA’nın sahipleri,
Tayfun ve Tarık Altuncu kardeşler yapmış yani…”
Yeter ki Samsun’a yatırım gelsin!
Ne diyelim! Helal olsun!
***
Bu iş olur ya da olmaz, bilemem!
Ama ben, bu konuda emeği geçen, çaba harcayan herkese,
Samsun adına çok teşekkür ederim…
Onların değerini bilelim!
***
Samsun Milletvekili Avukat Ersan Aksu,
Ankara’da Samsun Tanıtım Günlerinde bu yatırımın Samsun’a kazandırılması konusunda atılan adımlarla ilgili önemli sinyaller verdi…
Kendisiyle bir süre sohbet ettik…
“Doğru” dedi…
İnanılır gibi değil ama bu iş olacak gibi…
Hadi hayırlısı!
***
Her alanda vatandaşların yanında olan ve düzenlediği eğitim programları ile hem
akademik yaşamı hem de sosyal yaşamı destekleyen Samsun Büyükşehir Belediyesi,
“Uygulamalı Girişimcilik Eğitimi” programlarına başlıyor. 5 Kasım Salı günü itibariyle
başvuruları başlayan Girişimcilik Eğitimlerine; 18 yaş üstü tüm vatandaşlar katılım
sağlayabiliyor.
Samsun Büyükşehir Belediyesi her alanda olduğu gibi kendi işini kurmak isteyen girişimcileri
de yalnız bırakmıyor. Büyükşehir Belediyesi şehre yeni girişimciler kazandırmak ve yeni iş
sahaları oluşturmayı hedefleyen girişimcileri desteklemek amacıyla çalışmalarını sürdürüyor.
Bu kapsamda Büyükşehir Belediyesi “Uygulamalı Girişimcilik Eğitimi” programını hayata
geçiriyor.
Büyükşehir Belediyesi’ne ait 4 ayrı noktada bulunan Aile Yaşam Merkezlerinde ücretsiz
olarak 18 yaş üstü girişimcilere verilecek eğitim için başvurular 5 Kasım Salı gününden
itibaren başladı. Eğitim programı ile katılımcılar iş fikri geliştirme, iş planı hazırlama, atölye
çalışmaları, pazarlama ve finansal yönetim gibi konularda kapsamlı eğitim alacak, girişimcilik
dünyasına adım atma fırsatı bulacak.
Eğitimler hafta içi üç gün 09.30 – 16.00 saatleri arasında gerçekleştirilecek. Programı
başarıyla tamamlayan katılımcılara “Katılım Belgesi” verilecek. Başvurular internet üzerinden
gerçekleştirilecek.
Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’in “PKK/KCK silahlı terör örgütü üyesi olmak” suçlamasıyla tutuklanması ve yerine kayyum atanmasının ardından, konuyla ilgili yankılar devam ediyor. Bu çerçevede, Esenyurt’taki mitinge katılmayan Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’tan dikkat çeken bir değerlendirme geldi. Yavaş, mitinge katılmamasının sebeplerini açıklarken, yaşanan gelişmelere ilişkin görüşlerini paylaştı. Hukukta çifte standartlık olmaz Mansur Yavaş, Ankara Büyükşehir Belediyesi tarafından gerçekleştirilen “Genç Akademi Ulus” projesinin açılış törenine katıldı. Törende yaptığı konuşmada, hukukta çifte standart olmaması gerektiğini vurgulayan Yavaş, “5-10 yıl önce geriye gidip telefon kayıtlarına bakarak bir tutuklama yapılmışsa, bir hukukçu olarak söylüyorum ki iktidar çevrelerinden hiç kimse dışarıda kalmaz. Bizim yaptığımız şikayetlerin çoğunun incelemesi bile yapılmadı. Hukukta çifte standartlık olamaz; tutuksuz yargılama ve masumiyet karinesi esastır. Hiç kimsenin suç işleme özgürlüğü yoktur, böyle bir şeyi savunmuyoruz, ama eğer bir suç varsa delillerin karartılması ihtimali yoksa, sabit ikametgah sahibi olan birinin tutuksuz yargılanarak savunma imkanı bulması daha uygundur. Bu konudaki görüşlerimizi paylaştık. Mitinge katılmamamla ilgili farklı yorumlar yapıldı; ancak birçok belediye başkanımız da gidemedi. Herkesin programları var. Çankaya Belediye Başkanımız temsilen katıldı. İl başkanımız da gerekli açıklamaları yaptı. Farklı yorumlar kişilerin kendi bakış açılarıdır” dedi. Haksızlığa herkes isyan etmeli Yavaş, açıklamasının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı. CHP içinde bazı isimlerin DEM Parti ile ortak miting yapılmasını eleştirdiği yönündeki iddialara ilişkin soruya Yavaş, “Ben de bu iddiaları duydum. Öncelikle Cumhuriyet Halk Partisi, kendi belediye başkanına sahip çıkmalıdır. Haksızlığa uğrayan birine herkesin destek vermesi önemlidir. Ancak şöyle bir şey duydum: Saadet Partisi’nde bir yetkili olmasına rağmen o kişi konuşmamış. Ben duruma şöyle bakıyorum: Kimse rol çalmamalı. Haksızlığa karşı herkes isyan etmelidir. Ama elbette bu sürecin arkasında Cumhuriyet Halk Partisi olacaktır. Oradaki görüntülere yapılan itirazlar da, CHP içindeki herkesin fikirlerini rahatça ifade edebilmesinden kaynaklanıyor. Bu konuda zaten güncel olarak kamuoyuna açıklamalar yapılıyor” şeklinde yanıt verdi. Öncelik hukuktur ve Türkiye Büyük Millet Meclisi’dir Yavaş, 2023 Genel Seçimleri öncesinde bazı kesimlerin kendilerini haksız yere suçladığını belirtti. “Bir yandan, bebek katili terörist başı olarak hem yerel mahkeme hem de insan hakları mahkemesi tarafından tescil edilmiş bir kişiye bir rol verilmeye çalışılıyor. Aynı zamanda Cumhuriyet Halk Partisi’nin terörle ilişkilendirilmek istendiğini görüyoruz. Artık bu saatten sonra konuşulacak bir konu kalmamıştır. Cezası kesinleşmiş birinin ‘Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne yönelik konuşması isteniyorsa, bunun arkasında başka bir şey yoktur” dedi. Türkiye’deki durumun yanlış anlaşıldığını vurgulayan Yavaş, “Suçu kesinleşmiş birisinin muhatap alınması yanlıştır. Ayrıca, nüfusu 5 milyon, 10 milyon veya 20 milyon olarak ifade edilen Kürt kökenli vatandaşlarımızı kimin temsil ettiğine kim karar veriyor? Birçok insan, hem DEM Parti’nin hem de terörist başının kendilerini temsilcileri olarak gösterilmesine şiddetle karşı çıkıyor. Dolayısıyla, konuşulacak tek şey hukuktur. Öncelik hukuktur ve Türkiye Büyük Millet Meclisi’dir. Onun ötesinde başka bir güç yoktur. Kapalı kapılar ardında bir pazarlık varsa, biz bunu bilemeyiz ama her şeyin kamuoyu önünde şeffaf bir şekilde yapılması toplumu rahatlatacaktır. Hukukun dışına çıkıp bu tür kararlar alanların sonunu gördük. Ben, hukuktan sapmadan, hukukun neyi emrediyorsa ona uyulmasını tüm adalet camiasına bir hukukçu olarak öneriyorum” ifadelerini kullandı. Ben Atatürk ilkelerine bağlı bir Türk milliyetçisiyim Mustafa Kemal Atatürk’ün “Biz milliyetperveriz doğrudan doğruya Türk milliyetçisiyiz” sözünü Ulus Meydanı’na astığını ifade eden Yavaş, “Cumhuriyet Halk Partisi’nin altı okundan biri de milliyetçiliktir ama belli ki bu eleştiriyi yapanlar bu sıfatları unutup, Cumhuriyet Halk Partisi’ni artık başka bir yere koyuyor olabilirler. Ben Atatürk ilkelerine bağlı bir Türk milliyetçisiyim ve Cumhuriyet Halk Partisi’nin içerisinde benim gibi düşünen son derece fazla insan var. Bunun da bilinmesini isterim. Yörüngesini şaşıran ben değilim, yörüngesini şaşıranlar bu eleştirileri yapanlardır. CHP’nin bu Cumhuriyet’i kuran parti olduğunu unutup başka başka anlamlar yüklemeye çalışıyorlar. Asla bu çizgiden şaşmayacaktır. Herkes siyasetini de bu çizgide yapmak durumundadır. Birlik ve bütünlük, üniter devlet, parlamenter demokrasi. Bunlar olmazsa olmazımızdır. Cumhuriyet Halk Partisi de olmazsa olmazıdır. Bu konuda 6’lı masada vermiş olduğu imza vardır. Bu imzayı ortadan kaldıracak hiçbir açıklamada şimdiye kadar yapmamıştır” diye konuştu.